
Çok uzun yıllardır, belki de dünya nüfusunun %80 gibi (yüzdelik dilimi kıçımdan uydurdum,belkide daha azı) hayat amacımı bulmaya ve bunun için çeşitli çalışmalar yapmaya devam ediyorum. Bu kadar özenmeme rağmen Özgür 'e hala bu çalışmalar hayatımın büyük bir kısmını kapsıyor. Zihnimi kontrol etmeyi öğrendim mi,meditasyon yaparken zihin kontrolü sağlayabiliyor muyum, karma oluşturmamak için üstün başarı gösterme çabası ve evrenle aynı frekansta titreşebiliyor muyum, çekim yasasını çalıştırabildim mi? gibi gibi iyi bir insan olmak ve bir daha ki yaşamımda daha iyi bir karma ile bu dünyada cenneti yaşamak ve belkide ruhsal olarak büyüyüp başka boyutlarda bedenlenmek. Bu düşünceleri korumak, bunlar için çalışma yapmak,sürekli uyanık kalmak ve bütün bunlarda başarılı olmak için sarf ettiğim enerji nasılda enerji kaçaklarım oldu. Halbuki Özgür bunların hiç birini yapmadan cennetin kapısını aralamışçasına bir kişiliğe sahip,evet kusurları var ama o bu kusurları önemsemiyor ve kusurlarını düzeltmek adına benim gibi enerji kaybına yaşamıyor,bir bilim adamı değil ama öyleymişçesine makaleler okuyor,belgeseller izliyor beynini her daim yararlı bir sürü bilgi ile dolduruyor. İşte bunun farkına vardığımda acaba hangimiz cennetin kapısını aralamış diye düşünmeye başladım. Ben kendimi düzeltmeye bu kadar kafa patlatırken,o sadece hayatın akışına bırakıp kendini, her günü rastlantısal yaşıyor ve günlere de her hangi bir anlam yüklemiyor ,saatin 11:11 olması ile hemen nefesine odaklanıp zihnini adam etmeye çalışmıyor ve ikimizde aynı kalitede aynı hayatı deneyimliyoruz.

Ortisya