20 Nisan 2019 Cumartesi

ALAYINA İSYAN,KALAYLA GEL YİYORSA...

      

Keşke Özgür'ün dedikleri doğru olsa ve onlara inana bilsem... Ona göre her şey rastlantısal ,doğumumuz,birbirimiz ile rastlaşmamız,yolda bize omuz atan amca,şöförle kavga eden hanım ablanın otobüsü gideceğimiz yere 10 dakika geciktirmesi hiç birinin bir anlamı yok... Önceleri onun öyle düşünüyor olmasına üzülüp kendimce hayata bakış açısını harika bir varoluşa çevirebilmek için insan üstü bir çaba harcardım. Onun için hayatın nasılda kapkaranlık bir yer olduğunu düşünüp birde onun adına üzülürdüm. Anlaşıldığı üzere "Ütopik Dünya" hayalleri olan bir zat-ı muhteremim. Bu düşünce ile kendimi hafif, bu dünyanın da bu düşüne ile yaşanılası bir yer olduğu gerçeği ile her şeye rağmen yaşamaya devam ediyorum ve Özgür'ü rastgele dünya görüşünden dolayı deli gibi kıskanıyorum aslında.
           
  Çok uzun yıllardır, belki de dünya nüfusunun %80 gibi (yüzdelik dilimi kıçımdan uydurdum,belkide daha azı) hayat amacımı bulmaya ve bunun için çeşitli çalışmalar yapmaya devam ediyorum. Bu kadar özenmeme rağmen Özgür 'e hala bu çalışmalar hayatımın büyük bir kısmını kapsıyor. Zihnimi kontrol etmeyi öğrendim mi,meditasyon yaparken zihin kontrolü sağlayabiliyor muyum, karma oluşturmamak için üstün başarı gösterme çabası ve evrenle aynı frekansta titreşebiliyor muyum, çekim yasasını çalıştırabildim mi? gibi gibi iyi bir insan olmak ve bir daha ki yaşamımda daha iyi bir karma ile bu dünyada cenneti yaşamak ve belkide ruhsal olarak büyüyüp başka boyutlarda bedenlenmek. Bu  düşünceleri korumak, bunlar için çalışma yapmak,sürekli uyanık kalmak ve bütün bunlarda başarılı olmak için sarf ettiğim enerji nasılda enerji kaçaklarım oldu. Halbuki Özgür bunların hiç birini yapmadan cennetin kapısını aralamışçasına bir kişiliğe sahip,evet kusurları var ama o bu kusurları önemsemiyor ve kusurlarını düzeltmek adına benim gibi enerji kaybına yaşamıyor,bir bilim adamı değil ama öyleymişçesine makaleler okuyor,belgeseller izliyor beynini her daim yararlı bir sürü bilgi ile dolduruyor. İşte bunun farkına vardığımda acaba hangimiz cennetin kapısını aralamış diye düşünmeye başladım. Ben kendimi düzeltmeye bu kadar kafa patlatırken,o sadece hayatın akışına bırakıp kendini, her günü rastlantısal yaşıyor ve günlere de her hangi bir anlam yüklemiyor ,saatin 11:11 olması ile  hemen nefesine odaklanıp zihnini adam etmeye çalışmıyor ve ikimizde aynı kalitede aynı hayatı deneyimliyoruz.              
  Dozu nerede kaçırdım bilmiyorum. Kendimi bulma yolunda ,nerede kaybettim kendimi onu da hiç bilmiyorum. Kendimce oynadığım bu oyun Kişisel Gelişim sektörünün de oyuncağı yaptı beni ve benim gibi bir sürü insanı... Sadece iyi bir insan ol yeter halbuki... Gelecek Yaşam için harcadığın enerjini, bu yaşamda bu dünyaya nasıl faydalı işler yaparıma yönelt... Dedim ya bunca bilgiye ,uygulamaya rağmen şu anda aynı şeye endişe duyup ,olayların içinden aynı şekilde geçiyoruz. Şu an yan komşumun köpeği ben evde yokken kedilerime saldırır mı acaba fantezisinin kuyusunda diplerde yüzerken ben , Özgür bir şey olmaz merak etme,hem olması gereken olacak boşuna kaygı denizinde boğulma diyerek mışıl mışıl daldı uykuya... Hangimiz dingin bir zihnin rahatlığında ?

                                                                                                                                            Ortisya

1 yorum: